25 Eylül 2011 Pazar

BİSKÜVİLİ BUZ

Malzemeler
Labne peyniri
bisküvi
bir fincan süt

Yapılışı:
bisküvileri ezin
peynir ve sütüde karışıma ekleyin
Püre yapın Fincana doldurun içine çay kaşığı koyun ve buzluga atın.sonra yiyin

22 Eylül 2011 Perşembe

PATATES KÖFTESİ

Malzemeler:
2 adet haşlanmış patates
bir yemek kaşıgı yogurt
bir adet domates
Yapılışı:
haşlanmış patatesleri çatalla ezerek püre yapın.Pürenin içine yoğurdu koyun .
bu karışımdan bir parça alıp yuvarlıyarak küçük köfteler papın.

Yanında bol su ile yıkanmış domatesleri dilimleyip yiyin

afiyet olsun

1 Temmuz 2011 Cuma

MEKKE KRATER GÖLÜ

Mekke krater gölü konyadadır .Mekke krater gölü çok ilgi çekicidir.Zamanın birinde bir yanardag patlaması olmuş.Bu patalamda bir krater oluşmuş.




Yıllar yıllar sonra yeni bir yanardag patlamasıda oluşmuş.Bu kraterler içiçe girmiş katmanlardan oluşmuş.Bu iki kraterin içine her yağmur yağdında Bir su birikintisi oluşmuş.




Zamanla bu su birikintisi çogalmış ve bir göl oluşmuş.

27 Haziran 2011 Pazartesi

PUHU



Merhaba ben puhu. Peki içinizde beni gören hiç oldumu ? Bizi görmek için uzun süre orman gibi yerlerde beklemeniz gerek çünkü biz ortalıklarda pek görünmeyiz.


Biz yedimiz tüylü canlıların tüylerinden ayırmayız ve kemiyle hemen yeriz biraz zaman geçince yedimiz şeyleri pelet halinde kusarak çıkarız.



Eyer bir yerde pelet görürseniz benim neler yedimi anlarsınız bilim insanları da bu yola anlarlar.


Ben daha yumurtadaymışım biz diyer bazı kuşlar gibi ağaca yuva yapmayız. daha çok çalılara yerlere yuvamızı yaparız.


ben büyüdügümde annemden ayrılırım ve avlanırım.

29 Mayıs 2011 Pazar

ESKİDEN TÜYLERİ BAŞKA RENKTE PENGUENLERDE VARMIŞ

Budan otuz altı milyon yıl önce yaşayan ve boyları bir buçuk metre oldunu araştırmacılar araştırmalar sonucu bulmuşlar. Bu hayvanın taş altında kalan fosili kaç milyon yıldır orada kalmış. Bunu araştıran araştırmacılar kulandıkları mala fırça çekiç el mercegi gibi araçlarla fosili taşlardan ayırmışlar.

Fosilden anlaşıldıgı üzere penguen kızıl ve gri renklerinde oldugu söylenmiş. Bu penguenlerin
baş üstü duruyormuş gibi oldugu tahmin edilmiş.

Mala taştan ayırma işi yapmış.El mercegi ışık yapmış. Fırça taşı silmiş. Çekiç taşı kırmış...

Kitap :Bilim Çocuk

27 Mayıs 2011 Cuma

ARIKUŞLARI ÜLKEMİZE GELDİ

Arıkuşları mayıs -haziran aylarında ülkemize gelen göçmen kuşlardır.Bu kuşlardan bazıları ülkemizde yavrularını doğurur.Bu kuşlar yuvalarını yaparken ilk önce gagalarıyla topragı açarlar sonra ilerlerler uzun bir geçiten sonra en sona yavrularını koymak için geniş bir odaya yer verirler

Dişi ve erkek Arıkuşu sırayla yavrularının üzerine otururlar.Yavruları yirmi - otuz gün yuvada kalır daha sonra uçmaya başlarlar.Arıkuşları yuvalarını toprakın yıgıldıgı yerlere yamaçlara yapar.

Göç zamanı geldinde ülkemizden göç eder ve daha sıcak ve ılık yerlere gider.

21 Mayıs 2011 Cumartesi

DÜNYA ' NIN EN UZUN NEHRİ NİL

Dünyanın en uzun nehri olan nil , Afrika 'nın en büyük gölü olan Viktorya Gölünden doğar. Nil nehri Afrikada kuzeye doğru ilerler oradan akdenize dökülür . Nil nehri denize ulaşana kadar Tanzanya , sudan ,kenya , etikopya ve mısır 'dan geçer. Nil in iki kolu vardır :
beyaz nil ve mavi nildir.

nil nehri üzerine kurulan en büyük baraj bin dokuz yüz yetmiş bir yılında inşa edildi.Bu baraj yapılırken orada yaşayan insanlar başka bir yere taşındılar ayrıca orada olan tarihi eşyalar taşındı ve baraj yapıldı.

Mısır ' da bulunana kahire şehrinde bulunan han el-halili çarşısı tarihi bir çarşı ve hediyelik eşyada satıyor.Kahire sadece mısırın en büyük şehri deyil ayrıca afrikanında en büyük şehri.

Nil nehrinin kıyısında pek çok bitki ve hayvan yaşar. Nil nehrinde timsah firavun faresi ,babun , aynak , kırlangıç nil nehrin de yaşar.Nil nehrinde çoklukla nilüfer çiçegi de yaşar.

20 Mayıs 2011 Cuma

BU OTOMOBİL HEM BENZİN HEM DE ELEKTRİKLE ÇALIŞIYOR





Arabayla yolculuk yapmaktan hepimiz zevk alırız. Peki hiç elektrikli arabayla yolculuk yaptınız mı ? Elektrik ve benzinle çalışan arabalara melez ya da hibrid arabalar denir ...

elektrikli ve fosil yakıtlar (benzin ) çalışır. Bu arabaların motoru ikiye ayrılır hem benzinli motor hemde elektrikli motorla çalışır.İşte elektrikli motor şehirlerarasında hız yapmaz çünkü elektrikli motorun hızı daha düşüktür.Şehirdışındaysa hem elektrik hem de benzinli motorlar kulanılır.Tek elektrikli motorun sesi hiç çıkmaz. Ayrıca bu arabaların çevreye zarar vermez.

Bu araçların lastigi daha dar ve daha şişirilmiştir.Araçın bataryası bitinde batarya istasyonların da doldurulur ya da fren çalışırken dönen lastikler enerji olur bu enerji elektrik yoluyla batarya dolar.

Unutmayın benzinli yakıtlar çevre kirliligi yapar ve ozon tabakasını inceltir.

15 Mayıs 2011 Pazar

PSİKOLOGLAR İŞ BAŞINDA




Pskologları eminim hepimiz biliriz.Peki yaptıkları görevleri sayailir misiniz ?Ben anlatmaya başlıyım...



Psikologlar çoğu iş yapar bunlardan biri sağlık alanı.Sağlık alanında çalışan psikologlar insanların duygusal ve zihinsel sorunlarında yardımcı olur.



Pskologlar sadece sağlık deil bilgisayarbilim ,sinirbilim egitim de de görev yapar.Dedimiz gibi eğitim de çalışan psikologlar üniversitede ders verir ayrıca okuların ders proğramlarını da düzenler.


Psikologlar deneyler ve araştırmada yapar.Sizde verilen deneyleri yapabilir ya da merak ettiniz şeyleri deney yoluyla da bulabilirsiniz




İkizler aynı davranışları huyları yapar mı ? bunun gibi merak ettiniz bir çok şey vardır.Bunları araştırabilir yada deney yoluyla bulabilirsiniz.




ESNEMEK BULAŞICI MIDIR ?


Bunu bir deneyle ögrenebilirsiniz. Sabah erken bir okul taşıtına binersiniz okula giden çocuklar taşıta aynı zaman da esner mi ? ya da esnemez mi? bunu kanıtlarsınız




AYNI ANDA İKİ İŞİ YAPABİLİR MİSİNİZ ?


Bunu da bir deneyle bulabilirsiniz. Bir yandan bilgisiyardaki yazıyı okuyan biri diger yandan da kutuya ataşları dizebilir mi bunu da kanıtlayabilirsiniz.




SESLİ Mİ SESİZ Mİ OKURSAK AKLIMIZDA KALINR ?


Bunu da bir deneyle ögreniriz.Bir deney odası yaparız ve iki grub oluşturuz oluşan grubun biri sesli digeri sesizce daha önce yazdığı yirmi tane kelimeyi okur aklında kalan kelimeleri yazar ve her iki tarafı karşılaştırız.




KİTAP : BİLİM ÇOCUK

ÜNLÜ RESSAM PİCCASO



Ünlü ressam Piccaso bin sekiz yüz seksen bir yılında dogdu.Piccaso resimlerinde bir nesnenin parçalanıp geri birleştigini göstermiş.Piccaso resimle degil ayrıca bir başka sanat olan heykeltıraşlada ilgilenmiştir.Bir keçi heykeli yapmıştır.

Kübizm nedir ?

Kübizm 20. yüzyıllda ortaya çıkan geomettrik şekilerle oluşan resimlere kübizm denir.
Kübizm sanayçıları ressamları büyük oranda etkilemiştir



Kitap : Bilim çocuk

30 Nisan 2011 Cumartesi

FARE İLE KURBAĞA




Bir fare ile kurbağa uzun zamandır samimi iki arkadaşlık hayatı yaşıyorlardı.Kurbaga genelikle farenin evine gider yemek yerdi.Bu bir süre böyle devam etti,bir gün kurbaga farenin evine gelerek :



"Hep ben sana yemege geliyorum ,Bir günde sen bana gel böyle ayıp oluyor" dedi.Fakat bir problem vardı. Kurbağanın evi, derenin öbür ucundaydı.Fare oraya nasıl atlıyabilirdi ki?

Günlerce gelip giden kurbağa o kadar ısrar etti ki,Fare bu ısrarlara dayanamadı.Kurbağa karşıya geçirmek için fareye yardımcı olacaktı.Fare kendisini kurbaganın sırtına iyice bağladıve iki arkadaş dereyi geçmeye başladılar.Derenin ortasına gelince kurbaganın aklına fareyi bogmak geldi.Onu alıp derenin içine batırdı.Fare bağırmaya çalıştı.Oradan geçen kuş kurbağayı yedi faredde oradan kaçtı.

"Kötülük yapan cezasını bulur."








29 Nisan 2011 Cuma

DENİZANALARI BİLİMİNSANLARINA YARDIMCI

Denizin deriniklerinde yaşayan denizanası türü var.Bu denizanası yeşil bir ışık saçıyor.Bunu da denizanasında bulunan iki protein sağlıyor.Bu proteinden biri "mavi floresan proteini" digeri de "yeşil florasan proteini"dir.Yeşil proteinin önemli bir özelligi var.Bunuda bir öyküsü var bakalım neymiş...

Işık saçan bu denizanası uzun süre merak konusu olmuş.

bin dokuz yüz atmış yılında japonyalı organik kimyacı Osamu shimura denizanalarının ışık saçmasının mavi floresan proteinin denizanasının besinlerinden aldıgı ve yeşil ışıkta maviyi emdigini ortaya koyar.

bin dokuz yüz doksan iki yılında Amarikalı biyokimyacı Douglas Prasher da yeşil florasen proteinin üretiminden sorumlu olan geni keşfeti.

Bu araştırmacılardan biride martin.Martin ,bu gen örneklerini kullanarak bakteriler üzerinde araştırmalar yapar.

Roger tisen de yeşil floresan rengini başka canlılara kullanarak onların yeşil florasan renginde olmasını ve bu yeşil florasan rengi dışında başka renklerde bulmuştur

23 Nisan 2011 Cumartesi

MARİFETLİ KEÇİLER

Afrikada argan adlı ağaçın tohumundan yağ elde edilir.Bu ağaç dikenleri olduğu için insanlar ağaca çıkıp meyveleri topluyamaz.Tohumlar meyvenin içindedir.Keçiler Argan adlı ağacın meyvesini çok severler.Biliyorsunuz keçiler ağaca kolayca çıkar.Dikenlerine aldırış etmeden argan ağacına çıkar ve meyveleri yer.Tohumlarıda yutar.Bir müddet sonra tohumlar keçinin dışkısıyla tüm çıkar.Bunun nedeni ise tohumların sert olmasıdır.Keçinin dışkısından çıkan tohum yağ olmak için iyice yıkanır.Bu yağ çok meşhur ve güzeldir.Ama keçiler artık çok işe yaramaz çünkü günümüzde makinelerle tohumlar alınır.

keçilerin gözleri dikdörtgen şeklindedir.
10-12 yıl yaşarlar.

10 Nisan 2011 Pazar

MİNE 'NİN MACERASI

Merhaba ben Mine size en kötü en güzel en komik anılarımı anlatacagım.Birincisi Her günkü gibi okuldan eve gelip elerimi yıkadım.Annem o sırada yazlıklarımı çıkarıyordu arasından en sevdigim yeşil şortumu gördüm.Annem onu iki yıl önce almasına rağmen hala yeni gibi duruyordu.Annemden izin istedim: Anne şortumu giyebilir miyim? annem: havalar sıcaklayınca neden olmasın. çok mutlu oldum hafta sonu şortumu giydim ve arkadaşlarımın yanına gittim.Arkadaşlarım şortumu hep imrenerek bakıyordu. Bir gün annem onu yakadı ve asdı askıdan almak için balkona çıktı ama şotum yoktu.Her yere baktık ama bulamadık çok üzüldüm.Parka gittim parkta benim şortumun aynısından bir çocukta gördüm ve yanına gittim ona. o benim şortum olabilir etiktine ismimi yazdım bakim dedim olmaz deyince eve gittim anneme söyledim annem parka geldinde çocuk gitmişti ve bu anıda burda bitti.

29 Mart 2011 Salı

HAZRETİ EBUBEKİR



Selma hamileydi bir çocugu oldu. Ebu Kuhafeye bunu söylendi.O dönemde kız çocukları ya gömülür diri diri ya da annesi hep boynu büküp yaşıyıp çocunu yaşatırdı.Selma 'nın bir oglu oldunu duyan babası Ebu Kuhafa çok mutluydu.Atik büyüdü babasına yardım etti.Putlara egilmezdi hatta onlara taş bile atmıştı nedeni de onların gerçek veya sahte olup olmamasıydı.Babası ona çok kızdı ama annesi hiç kızmadı.Büyüdü hazreti ebubekir Hz muhammedle islamı yaydı. çok zorluk çekti.Peygember efendimizle aynı yaşta ve aynı gün öldü. YAYIN: MUŞTU YAZAR: RUHİ DEMİREL HİKAYE İSMİ: HAZRETİ EBUBEKİR

27 Mart 2011 Pazar

HAZRETİ MUHAMMED




Amine hanım hamileydi.O gece sancısı artıyordu.Komşusunu çağırdı ve doguracanı söyledi komşusu ona yardım etti.Dogum gercekleşmiş ve nur topu gibi bir çocuk dogmuştu.Dedesi rüyasında torunun isminin MUHAMET konulması gerektigi söylenmiş. Abdulmuttalip kızı Amine 'nin yanına gider ve rüyasını anlatır. Amine:




Baba vallahi aynı rüyayı ben de gördüm.Hayırlı bir evlat olur işallah amin dedi.




O gün bebegin ismi "MUHAMMET" oldu.O gün İran da kisra korkunç bir salantıyla yatagından kalktı.Ne olup bittini anmayan kisra 'nın muhafızı geldi ve :




Efendim sarayın on beş burcu yerle bir oldu.dedi.




Bir başka olay da ateşe tapanların ateşi söndü.Putlara tapanların putları yerle bir oldu. Halime nin çocugu açtı onu doyurmak için süt lazımdı ama onun sütü gelmiyordu.Çünkü kaç gündür yiyecek vitaminli şey yiyemiyordu.Halime eşine:




Hadi bir devenin sütüne bak berki sütü vardır dedi.Eşi devenin son kalan çok az sütü sobaya koydu süt ısınıyordu.Komşusu geldi ve :




hadi herkez hazır yola çıkılıyor dedi.Hemen adam deveyi hazırladı .Isınan sütü içen halime çocuga biraz süt verdi ve karnını doyurdu.Kervandan geriye kalan halime ve eşi mekke ye geç vardılar her kapıyı çalıyor sanki herkez anlaşmış gibi :




ben çocugumu daha önce gelenlere verdim kusura bakmayın demişlerdi.Mekke nin boş sokaklarında dolaşan halime Abdulmutalibi görünce hemen tanıdı.Abdulmutalip halimeye: Ey kızım sen burada napıyorsun? dedi.




Halime bebegi olan biri arıyorum bebek bakmak için. Abdulmuttalib:




" kızım benim bir torunum oldu eyer istersen onu sana emanet edeyim" dedi.




Abdulmutalib halimeyi aldı ve eve girdirdi halime evin içinin koklayınca burnuna cennet kokusu geldi sanki bu mis gibi bir bebek kokusuydu halime Amineyle konuştu.Amine bebegi almasına razıydı ama halime kararsızdı çünkü tüm arkadaşları red etmiş bunu nedeni de fakir olmalarıymış. Halime kocasına danışmadan bir şey söyliyemiyeceni söylemiş.Bebegin üstünündeki ince çarşafı çekmiş ve adeta büyülenmiş.




Çocuk o kadar güzel o kadar nur yüzlüymüş ki Halime ne diyeceni şaşırmış bebegi kocassına götürmüş kocası da kobul edince içini büyük bir mutluluk getirmiş. çocuk eve bereket vermiş. Muhamet annesinin yanında iki yıl kalmış ve annesi ölmüş altı yaşından sekiz yaşına kadar dedesinde kalmış dedesi de ölmüş onan sonra amcası ebu talip de kalmıştır. Amcasına yük olmamak için ona hep yardım etmiş. bir gün amcasi ile kervenla yola çıkmış.Bir rahibin evinin yakınındaymışlar rahip gördügü şeye inanamamış çünkü kerven bir bulut gölgelik yapıyormuş kervenı yemege davet etmiş . çocugun peygamber oldunu anlamış bunu ebutalib 'e söylemiş.Amcasına dikatili olmalarını başına çocugun birşey gelmesin diye uyarmış. yıllar geçmiş Hazreti Muhammed ile ebubekir arkadaş olmuşlar hz. muhamed herkeze islamı ögretmeye çalışmış.Ama onlara müşrikler engel olmaya çalışmışlar.Bir gün hazreti Muhamed ebubekirin yanına gelmiş ve mekke den ayrılacaklarını söylemiş hira magrasında dinlenmek için magaraya girmişler müşrikler ayak izlerini takib etmiş ve hira mağarasına gelmişler ama gördükleri onlara engel olmuş çünkü magaraya bir örümcek ag örmüş. Hazreti Muhammed müşriklerle savaş yapmak için hazırlanmış bu savaşı ülke den uzak bir yerde yapacaklarmış.Hz. Muhammed elli iyi okçuyu toplamış yerlerini göstermiş hem de bir şey demek için yanlarına gelmiş.Hz Muhammed:




okçular sizi uyarıyorum eğer düşmanı yendik diye ganimed toplamaya gitmeyin beni yaralasalar bile gelmeyin sakin benden izinsiz yerinizden çıkmayın.Eğer çıkarsanız size tuzak kurabilirler dedi Elemin(Hz Muhammed).Askerler okçular yerlerine geçtiler.Savaş başladı Halid Bin Velid okçulara o kadar savaşsada okçuları yenemediler.Halid Bin Velid geri çekildi.Peygember efendimizin sözünü unutan okçular sevinçle ganimed toplamaya gittiler.




O sırada bir yere gizlenen Halid Bin Velid ve ordusu okçularla savaştılar açıkta kalan okçuları Halid Bin Velid öldürdü ve savaşı yendiler. peygamber efendimiz yine bir savaş yaptı ve üç bin düşman askeri bin asker yendi.Hz Muhamed iki yıl sonra öldü.Ebubekirde Hz Muhamed 'in ölümünden sonra devlet işleriyle ugraştı. Peygember efendimizin ölümünden iki yıl sonra ebubekir de öldü.Peygember efendimizle aynı yaşta yani altmış üç yaşında ölen hz ebubekir aynı zamanda aynı gün öldü.

26 Mart 2011 Cumartesi

GÖKYÜZÜ YOLCULUĞU

Ben Veli okuların yaz tatilinde bolanla gezmiştim.Nasıl geçdini anlatmak isterim:
O gün okula gitim.Ögretmenim bize bir şey söyleyeceni söyledi.Biz merakla dinledik öğretmenimiz bize şöyle demişti:

Sevğili çocuklar karnenleriniz hazırlanamadı biliyorsunuz daha önce de dedigim gibi okul tatili yaklaşıyor,karnenizi alacaksınız ama karnelerinizdeki bir kaç hata oldu.Onun için geç verilecek dedi .

Tüm sınıf üzülmüştü ama bekledik.Yinede salı gününe iki gün vardı.Salı günü geldigi zaman çok heyecenlıydım.Karnemizi aldık hepsi pekiydi.

Selma 'nın abisi bizi çagırdı Burak ben Ali Ayşe ve Selma gittik.bize dediklerini duyunca uçu verdik.Selma 'nın abisi bir balonla yolculuk yapacamızı duyunca çok mutlu olduk.

balonla yolculuk yapınca mutlulumuzu gördümüzü ailelerimize anlatıık

3 Şubat 2011 Perşembe

DİŞİ ASLAN

Bir zamanlar bir orman varmış.Bu ormanda her yıl "Kaç Çocuk Yapma Yarışması" yapılırmış.
bu yılda agustos ayında yapılan bu yarışma orman halkından bazı hayvanları toplatmışlar .Bu hayvanlar şunlarmış;
saka kuşu ,kumkum papagan , tekir kedi ,hoplak tavuk ,güçlü köpek ,çeneci köstebek ,kukur aslan vardı.

Bu yarışma başladı herkese sen ne kadar yavru yaparsın dendi oda şukadar dediler sıra aslana geldi:

aslan sen kaç yavru yaparsın aslan ?

aslan:

ben bir yavru yaparım ama aslan gibi

2 Şubat 2011 Çarşamba

İHTİYAR VE OGULARI

Bir zamanlar bir adam varmış.O kadar iyi ve çalışkanmış.bu adam bir gün hastalanmış ve evlatlerını yanına çagırmış.Evlatlarına bir ok destesi vermiş:

evlatlarım siz bu ok destesini kırmaya çalışın bakalım hanginiz kıracaksınız.


Tüm çocukları denmiş olmamış babası hemen okların destesini açıp tek tek kırmış.Çocuklarına:


Evlatlarım siz hep bir arda çalışın demiş.Adam ölmüş tüm çocukların derdi mal olmuş ayrı ayrı işte çalışmışlarr olmamış babasının dedini anlamışlar.

Birlikte el ele çalışmışlar.


YAYIN:
ZAMBAK
YAZAR:
EZOP

1 Şubat 2011 Salı

GÜNEŞ İLE RÜZGAR

Güneş ileRüzgarın arasında çok büyük bir savaş varmış.Güneşle rüzgar bu savaşı uzun zaman sürdürmüş.Günes bu savaşın bitmesi için çok güzel bir yarış yapmayla ilgili düşüncesini Rüzgara söylemek için rüzgarı yanına çagırmış:

Merhaba düşmanım rüzgar.İster misin bu savaş kendimizi kanıtlayarak bitirelim.Ben bu savaşın bitmesi için bir fikir üretim eyer sende kabul edersen yaapalım dedi.

rüzgar:

peki bu fikrin ne ögrenmek isterim.
Güneş:
bak Rüzgar senle ben uzun yılardan beri düşmanız böyle düşman olursak insanlara zararımız dokunacak benim fikrim şu yarışı ben kazanırsam dost sen kazanırsan hiç konuşmıcagız birbirimizle olur mu?Fikrim şu birazdan buradan mantolu bir adam geçecek hangimiz o adamın mantosunu çıkarırsak o kazanır.
Rüzgar:

hadi o zaman ne duruyoruz.
güneş:

yarışma iki saate başlar yarışma yerine ulaşalım hadi.
Rüzgar:
-
yarışma yerine ulaşan Güneş ve Rüzgar adamı bekler.Adam gelince ilk olarak Rüzgar başlar. Rüzgar o kadar hızlı üflesede adam mantosunu çıkarmak yerine dahada sarıldı.Yorulan Rüzgar üflamayi bıraktı.Sıra geldi güneşe .

Güneş sıcaklını yavaş yavaş yaydı sıcaklıyan adam mantosunu ve ceketini çıkardı. Artık barış saglandı herkez mutluydu .Bu durumdan habersiz insanlar ve bu durumu bilen Güneş ve Rüzgar.Ama bu durumu sizde ögrendiniz.Bu sırı ögrenmenize eminim mutlusunuzdur.

KISSADAN BİSSE:
sert ve üzcü degil,tatlı dil ve güler yüzlü olmalıyız
YAYIN:
ZAMBAK

YAZAR:
EZOP

AKIL SATAN TİLKİ

Bir varmış bir yokmuş.Evel zaman içinde kalbur saman içinde bir tilki varmış bu yazın kışın çok yiyecegi oldugu için yiyeçek toplamamış.Kışı aç bir şekilde geçirmiş.Diger yıl yazın yiyecek çok verimsizmiş.Aç ve cılız kalmış.Tilkinin aklına bir fikir gelmiş.Tilki herkeze akıl satarım varmı almak isteyen diyerek avı ham yapacakmış.

Bir gün tilki bir kümese gidip :

akıl satarım var mı alan?dedi
Oradan bir tavuk :

ne kadara satıyorsun?

"bedavaya satıyorum"

ver o zaman :

olmaz sen kümesten çıkacaksın bende kulana üflücem.

hadi işine istemem.Tilki açlıktan köpegi tavşan saymış ona :

akıl satarım var mı alan?Köpek hemen:

zincirimi çöz demiş.rtilki çözmüş ama köpekin tavşan olmadını anlamış ama çok geç.

31 Ocak 2011 Pazartesi

GÖSTERİŞ BUDALASI TİLKİ

Bir varmış bir yokmuş.Bir zamanlar bir tilki sürüsü varmış.Bu sürü bir dereye gitmiş.
ama dere şelaleden de şidetli akarmış .Hiçbiride cesaret edememiş.
ama aralarından biri:

hayır ben dereye girip su içerim.demiş ve denize atlamış.

hayır yardım edin demeden ölmüş gitmiş.

hey tilki kardeşler çabuk gidelim buradan demişler ve gitmişler.


kıssadan bisse:

kendini begenme yoksa sonuçları kötü olur.

YALANCI ÇOBAN

Bir zamanlar bir çoban varmış.Bu çoban yaptıgı işten sıkılmaya başlamış.Bu çoban ne yapsada mutlu olsa?

Çoban mutlulugu yalanda bulmuş hemen telaşla köylülere gidip:

hey ahali yetişin kurt kuzularımı yer durur öldürü verecek onları yetiş amca teyze koşun!

Tüm köylüler koyunların oldugu yere gidip :

aaa bu oglan bize yalan söylemiş haydi geri dönek bari.

Tüm köylüler geri dönmüş.Bu çoban yarında :

hey amcalar köylüler yetişin kurt koyunlarımı yer.Köylüler telaşla hemen gitmişler.Ne görsünler
yine çoban yalan söylemiş.Köylüler:

ay yeter ben bidaha bu çobana inanmam.

biz de hee.
Köylüler evlerine gitmiş.Yarın gerçektennde kurt koyunlara saldırmış.Çoban köylülere gitmiş ama hiçkimse gelmemiş.Koyunlar ölmüş.

kıssadan bisse:

yalanı bir söyler iki söyler ama üçüncüye hiçkimse sana inanmaz

YAYIN: ZAMBAK
YAZAR:EZOP

FIRSATÇI TİLKİ

Bir zamanlar bir aslan varmış.Bu arslan bir dereye gitmiş.Tesadüfe bak Ayıda dere kenarına gelmiş.Ayı ile aslan birbirlerini hiç mi hiç sevmezlarmiş.
"Ahh ! şu iki güçlü hayvanın önünden biri geçmez iyişallah.Eyer geçerse öldü demek."
Aaa oda ne bir geyik.Ayı ve aslan hiç durmadılar aslanla ayı o kadar hızla koştularki geyik bir adım atamadan parçalandı.Ayı:

Hey aslan çekil bu benim yiyecegim.Çekilmesen eyer ben seni ezer geçerim.

aslan:

Ayı sacmalama o benim yiyecegim asıl sen çekil.Bak seni ben ezer geçerim ona göre.

Ayı ile aslan birbirlerine giriştile ikiside birbirlerinden güçlü.Sonunda ikiside çok yorulmuş kan reva içinde yere yatılar . Bu durumu gözlemliyer tilki hemen bir hız geyigi alıp kaçtı.

kısadan bisse:
paylaşmayı bilmeli ve paylaşmalıyız.

30 Ocak 2011 Pazar

OBUR PRENS

bir varmış bir yokmuş.Evel zaman içinde kalbur zaman içinde bir prens varmış.Ama bu prens o kadar zenginmiş ki bir oda degil neredeyse yirmi oda dolusu altını vardı.Ama bu altınları prens hep israf edermiş.Prensin ülkesinde hiç orman yokmuş ama koru varmış.Bu koruda periler varmış ama çokiyi perilermiş.Tüm insanlara dogru yolu gösterirler hemde onlara yardım ederlerdi.Bir gün prens bu korudaki ağaçları yıkıp yerine çok güzel bir saray yaptıracagını söylemiş.Prensinadamları ve kendisi koruya gitmiş.

Bunu gören periler hemen prensi uyarmışlar:

prens bizim ağıçlarımızı bırak yoksa sana çok kötü bir büyü yaparız dedi.
prens agaçları kesti.Bu durumda periler hemen açlık büyücüsüne gidip olayı anlatılar.Büyücü zaten hiç büyü yapmamıştı.Onun için çok mutlu oldu hemen pirense açlık büyüsü yaptı.

Prens artık hep yemek yer ama doymazdı yaptıklarına çok üzüldü .Bir kemik bir et kaldı.Bir gün prens öldü ve cezası bu oldu artık insanlar daha çok ağaç ektile .

11 Ocak 2011 Salı

BİLLUR KÖŞK VE ELMAS GEMİ


Bir zamanlar bir kral varmış.Bu kralın bütün çocukları yaşamamış ve ölmüş.en son çocugna da ölmemesi için yerin altına bir saray yaptırmış...

küçük kızın yanına iki üç hizmetçi koymuş.Küçük kız büyümüş on beş yaşına gelmiş.Kız bir gün yer altındaki camı kırmış.dışarının çok güzel görmüş babasından izin almış dışarı çıkmış.babasına denize bir köşk yaptırmış.Bunun üzerine herkez köşke hayran kalmış.Bir gün bir prens kalmış prense aşık olmuş.

prens gitmiş sultan da peşinden gitmiş ona oyun oynamış ve ülkesine geri dönmüş.Prens de prensesin ülkesine gelmiş ve onu istemiş .

onunla evlenmiş .çok mutlu yaşamışlar